www.bulentozcagatay.com

İçeriğe git

Ana Menü

Şiirler 1

Şiirler



Bulutlar


Bir parça mavilik gönderdim uzaklara.
Aldılar, boyadılar bulutları maviye.
Şimdi seslenirim, seslenirim,
Maviye boyanmış bulutlara.
Mavi daha da mavileşsin diye.

Ama biliyorum,
Yeniden bembeyaz kesilecek bulutlar,
Gün gelince.



Hayaletler Gibi

Uyutuyorlar bizi,
Çalıyorlar bizlerden aşklarımızı.
Çalıyorlar kavgalarımızı.

Ne kalıyor ki geriye.
Yaşayıp gidiyoruz öylesine.

Farkediyoruz ki birden,
Benzemişiz hayaletlere.
Sarılmak istiyoruz birbirimize,
Olmuyor.
Geçip gidiyoruz birbirimizin içinden.





Aşk

Ay dolanır, dolanır, dolanır.
Gün gelir,
Dolunay olur.
Her kim ki gözü takılır,
Öylece bakakalır.

Düşer aklına güzellikler,
Birden aşık olunur.


Ağaç
Bir ağacın duruşuna,
Bakmak gerek yaşamda.
Bir ağacın duruşunda,
Olmak gerek yaşamda.



Ah Çekiş

Görsem yüzümde,
Bir çocuk gülüşü.
Aah, ah,
Yaşamın en zoru.


Karartma

Dudaklar mühürlenmiş,
Sözcükler kelepçeli,
Ağır akıyor delikanımız.
Ve,
Işıklar söndürülmüş,
Perdeler çekilmiş
Yüreklerde karartma sürüyor.



Deniz Kıyısı

Sahil boyunca yürüyorum.
Güneşin batmasından az öncesi.
Çırpıntılı desem değil, çırpıntısız desem oda değil,
Küçük dalgacıklarında,
Işık ışık dans bir deniz.
Parmak ucu dokunup,
Kumlardan çekilen deniz.

Güneşin son demleri.
Uzak desem uzak değil,
Yakın desem yakın değil,
Kucaklıyor bedenimi.
Isıtıyor içimi.
Bir var bir yok çevremde,
Üşütmesiz bir esinti.

Düşlerim, düşüncelerim.
Çektim içime denizin kokusunu,
Çektim içime denizin mavisini.


Çakıltaşım

Şu çakıltaşım,
Hani yüreğimin yanıbaşındaki.

Nasıl da ısınıverir,
Seni düşününce.
Öyle bir ısınıverir ki çakıltaşım,
Çözülür tüm buzlar, yüreğimdeki.
Eriyip gider,
Akar içimden bir yerlere.

Seni düşününce.
Nasıl da ısınıverir,
Hani yüreğimin yanıbaşındaki.
Şu çakıltaşım,



Seni Düşünüyorum

Pencereden dışarı bakıyorum.
Sokak lambasının ölgün ışığında,
Kar taneleri.

Her biri ayrı güzel,
Her biri ayrı beyaz,
Her biri ayrı yalnız.
Süzülüyor sessiz sessiz.
İncitmeden birbirini,
Birikiyor gecenin üzerine,
Yumuşacık ve lekesiz.

Pencereden dışarı bakıyorum,
Seni düşünüyorum.



Bekleyiş

Kalemim elimde,
Yüreğim dilimin ucunda,
Öylece bekliyorum.



Susayış

Bir sevdaki,
Sudur.
İçilir kana kana.



Ah Olsa

Saçlarına dokunsam, rüzgarlar esse.
Tutsam ellerini, yağmurlar yağsa.
Yüreğin yüreğime değse, şimşekler çaksa.
Kalsa gözlerin gözlerimde, zaman dursa.



Olur muydu

Şu yürüdüğüm yol,
Böylesine güzel olur muydu.

Dökülmüş dökülmemiş yapraklar,
Kurumuş kurumamış dallar,
Kimi yeşil ağaçlar,
Üşütmesiz esen rüzgar,
Yavaştan titreyen göl,
Kıyısındaki sazlar,
Masmavi gökyüzü,
Sağa sola uzanmış bulutlar,
Uzaktan gelen ördek sesleri,
Karşıdaki tepeler,
Usuldan ısıtan güneş,

Böylesine  güzel olur muydu,
Az ötede sen olmasaydın eğer.



İyi ki Doğdun

Şu dinlediğim müzikler,
Okuduğum şiirler,
Söylediğim şarkılar,
Yudum yudum tadına vardığım şaraplar,
Usul usul süzülen yağmurlar,
Sessizliğine gizine doyamadığım geceyarıları,
Gördüğüm görmediğim tüm güzellikler,
Senden önce yok muydu ne?

Ben o müzikleri dinlemez miydim,
Şiirleri okumaz mıydım,
Ya şarkılarım,
Söylemez miydim onları,
İçmez miydim kan kırmızı şarapları,
Yürümez miydim yağmurlarda,
Geceyarılarını yaşamaz mıydım.

Oysa şimdi,
Gördüğüm görmediğim her şey,
Başka türlü güzel.

Sen bu dünyada var olduğun için.
İyi ki varsın bu dünyada,
İyi ki yaşıyorsun,
İyi ki doğdun.



Yüzüm

Göremedim şimdiye değin,
Kırışıksız buruşuksuz,
Öylece duraduran,
Sessiz, durgun, ifadesiz.
Sanki dertsiz, sanki tasasız,
Olsun da gülümsemesiz,
Dalgasız, çırpıntısız, sakin deniz.
Tıpkı kendisi gibi,
Maskesiz.
Nasıl durursa öyle duran,
Şu yüzümü,
Göremedim şimdiye değin.



Yıldızım

Çok olmadı güneş batalı,
Alacakaranlık diyesim.

Gökyüzüne bakıyorum,
Tek bir yıldız parlıyor.

Bana öyle geliyor ki,
Yıldız bana bakıyor.
Ben de yıldıza.
Onun ayırdında bir ben varım gibi.

Bakan var mı acaba,
Böylesine parlayan bu yıldıza.
Yok kimse sanırım ki,
Yıldız yalnız bana bakıyor.

Ne güzel bir yıldız.
Ama sanki o da yalnız.

O gökyüzünde,
Ben yeryüzünde,
Bakışıyoruz.



Seni Düşünmek

Uzanmışım öylesine çimenlere,
Gökyüzü bulutlarla kaplı.
Sağım solum ağaçlarla.
Kuş cıvıltıları ise,
Biletsiz bir dinleti.

Uzanmışım öylesine,
Bulutlar yorganım olmuş,
Çimenlerse yatağım.
Rüzgarlarda bir türkü,
Aklımda sen.

Uzanmışım öylesine çimenlere,
Bir yağmur çiseliyor üzerime.
Kirpiklerimi ıslatıyor bazen yağmur damlaları,
Gözyaşlarım oluyor,
Bazen dudaklarımı ıslatıyor,
Susuzluğum gidiyor.

Uzanmışım öylesine çimenlere,
Düşüncelerimde sen.
Doldurmuşsun aklımı.
O kadar yakınsın ki,
Az ötemde duruyor gibisin,
Saçların yapışıyor sanki,
Yüzümdeki ıslaklıklara.

İşte,
Uzanmışım öylesine,
Seni düşünüyorum


Gelincikler

Bazen bir yol kenarında,
Bazen bir dağın eteğinde,
Bazen de tepelerinde,
Öylece dururlar,
Hanım hanımcık dururlar,
O nazlı gelincikler.


Ne de güzel kırmızıdırlar,
Otun, dikenin, taşın arasında.
O incecik ve nazenin ruhlarıyla,
Ne de güzel tutunurlar yeryüzüne.
Ne rüzgarlar eser de,
Yine de kopmazlar yerlerinden,
O nazlı gelincikler.

Hep aynı güzellikte durur kırmızıları.
Süslerler,
Dağları, bayırları, ovaları.

Ta ki hoyrat bir el,
Koparır alır yerinden birini.
Sevmiştir çünkü kırmızısını, nazlı duruşunu.

Ama,
Nerden bilsin o güzelim ruhu.

İnciniverir hemen gelincik.
Döker yapraklarını.
Ne kırmızı kalır, ne başka bir şey.
Tükenmiştir güç.
Uçup gider bütün güzellikler.

Bakakalır o hoyrat el.
Anlayamaz neler olur.
Boşver gitsin der ve uzanır,
Bir başka gelinciğe.



İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön