Ana Menü
Düş
Bir düş görürüz bazen.
Çiçekler kaplar yamaçları.
Kazınır belleğimize, o ilk gülümseyiş.
Kalır ilk öpüşün tadı, dudaklarımızda.
Gezinir sanki saçlarımızda,
Tarifsiz uzun bir el.
Ya genzimizi yakan koku,
Doldurur her solukta ciğerlerimizi.
Bir düş görürüz bazen,
Alır götürür bizi
İlk Öpüş
Su gibiydi,
Dudaklarının tadı.
Yudum yudum içtim.
Geçip gitti susuzluğum.
Susuzluğum bitti ama,
Kaldı dudaklarımın arasında,
Öylece,
Dilinin ıslak ucu.
Boyun Eğiş
Söyler misiniz bana,
Yaşanır mı havasız.
Ya ekmek ve su,
Onlar olmadan olur mu?
Ama,
Sen ve sevdan olmadan,
Oluyormuş doğrusu.
Yolculuk
Bir uzun yolculukta,
Yorgun düşer bazen insan.
Oturup yolun kıyısına, yaslanır bir ağaca.
Derince solup alıp dalar düşüncelere.
Dokunup kıyısından geçip giden günlere,
Acılara, kederlere, bitmeyen gecelere.
Kimbilir yaşanmışsa, ucundan sevinçlere.
Derim ki ben,
Kalkın hemen.
Dalıp gitmeyin öyle.
Acılarla, sevinçlerle, sevdalarla, kavgalarla,
Kolkola,
Koyulmak gerek yola.
Bir uzun yolculukta.
Soru
Ne gökyüzünde düğün var,
Ne ucunda yeryüzünün.
Kırılmış serçenin kanadı,
Yitip gitmiş umutlar.
Sararan son yaprak da,
Savrulup düşmüş dalından.
Sarmış her yanı suskunluklar,
Biten günün ardından,
Yaşanamadan.
Oysa,
Ne umutlarla çıkmıştım yola.
Doldurup gemimi sevinçlerle, sevgilerle.
Ama şimdi,
Rüzgar almıyor yelkenlerim.
Gitsem, gidemiyorum.
Düşünüyorum da,
Yanlış denizlerde mi dolaşıyorum
Hemen
Bir gül alınca sevdiğine,
Düşünme.
Hemen ver olabildiğince.
Ver ki,
Kalmasın elinde.
Evet Sonrası
Bir evet sonrasında,
Koşardım bir solukta,
Her zamanki yere.
Ellerim yüreğimde,
Yüreğim ellerimde.
Akşamlar
Bir hüzün duyarım akşamları.
Hani başlar ya güneş batmaya.
Uzak tepelerin buluttan saçları,
Hani boyanır ya, turuncuya, kızıla, mora.
İşte o zamanları,
Arkadaş olurum uzayan gölgelerle.
Dalar giderim unutulmuş düşlere.
Gelip oturur yanıma yalnızlıklar.
Usulcacık yalar yüzümü bir esinti.
Duyarım sanki kekik kokusu,
Ya da fesleğen, belki de hanımeli.
Birden bir şarkı dökülür,
Dost serçenin dudağından.
Bir sıcaklık sarar içimi.
Takılır kalır gözüm serçeye.
Uzatsam konacak parmağıma.
Bir kaç ötüş sonrası,
Son bir veda şarkısı,
Söyleyip o dost serçe,
Uçup gider yavaşca.
Sonra da batar güneş.
Kalır geriye suskunluklar.
Sarar dağları, ovaları, buraları.
İşte bu yüzden,
Bir hüzün duyarım akşamları
Resim
Bir deniz resmi yaptım.
Deniz yokken karşımda hem de.
Lacivert suları buluşturdum uzaklarda,
Kızılın, morun, turuncunun dostluğuyla.
Sardım güneşin saçlarını bulutlara,
Bulutları dalgalara.
Bir kaç da martı uçurdum yanlarına.
Baktım ki dans başlamış, denizin ucunda.
Küçük bir de tekne çizdim.
Doldurdum içine, sevgileri, umutları, sevinçleri.
Ve çevirdim ucunu dansa doğru.
Sonra çekilip geriye,
Şöyle bir baktım resime.
Bir çırpıntı mı var ne sularda,
Ya da yüreğimde.
Kimbilir,
Belki yarın, kendimi de çizerim,
O teknede.
Eskisi Gibi
Küçük bir öpücüğü,
Kondurup usulca,
Parmağının ucuna.
Senin bu al,
Dercesine,
Çevir bana.
Eskisi gibi.
Uyku
Babam 1925 doğumlu, 66 yaşında öldü.
Annem 1926 doğumlu, yaşıyor.
Abim 1950 doğumlu, yaşıyor.
Ben 1955 doğumluyum, 39'uma girdim.
Kardeşim 1958 doğumlu, 36 yaşında, o da yaşıyor.
Yıl 1993, toplam 253 yıl ediyor.
2,5 yüzyıl diyesim.
Şaşırdım kaldım doğrusu.
Sonrasındaysa üzüldüm yahu.
Neden mi,
Şöyle bir baktım çünki,
Ne üretmişiz bugüne dek,
Elde avuçta var diyecek.
Yazmıyayım isterseniz.
Neden mi,
Yok ki bir şeyler öyle, yazmaya deyecek.
2,5 yüzyıl uyumuşuz ailecek.
İstek
Yağmur yağsa da,
Soyunup yalnızlığımı,
Karışsam damlaların kalabalığına.
Susayış
Bir sevdaki,
Sudur.
İçilir kana kana.
Dilekçe
Geçip gitti yaz,
Ardından sonbahar.
Rüzgarlar esti.
Derken kış geldi,
Sen estin.
Üşüdüm.
Kalakaldım öylece,
Kapın önünde.
Bir sevda dilekçesi,
Elimde.
Aah Ah
Hiç aklımda yokken sen,
Hiç de seni düşünmezken,
Birden beni arasan,
Belki de yanıma gelsen.
Olur mu ki sıcacık bir bakış,
Gülümseyiş.
Ya da bir iki söz,
Mırıldanış.
Kimbilir parmak ucu,
Bir dokunuş.
Aaah ah,
Ne güzel bir düş.
Kısa
Günler kısa,
Haftalar kısa,
Mevsimler kısa,
Yıllar kısa,
Ömür kısa,
Zaten,
Kısa kısa yaşıyoruz.
Uzun olan bir şey varsa,
O da boyum.
Yazgülü
Açılan bir tomurcuğu,
Kırıp dalından,
Yazgülü diye koyamadım soframa.
Alıp takamadım yakama,
Getiremedim size.
Alsaydım dalından gülü,
Düşündüm, ölürdü.
Erteleme
Dünü ertelemiştim bugüne,
Eee ne oldu?
Değişen bir şey yok yine.
Gün bitmek üzere neredeyse.
Yaşayamadığım bugünün akşamında,
Soldurmadan umutları son bir çaba,
Bugünü de erteledim yarına.