Ana Menü
Kızılay'da Sakarya caddesinde, bir Cumartesi kalabalığının içerisindeyim. Oyalana oyalana, dolaşa dolaşa gideceğim yere doğru gidiyorum. Kalabalıklar her yanı doldurmuş. Vitrinlerin önü, dükkanların içi, kaldırımlar, insanlarla dolu. İşportacılar kaldırımların kenarlarına sıra sıra dizilmiş. Ucuz giysiler, ucuz oyuncaklar vb. satmaya çalışıyorlar.
Oyuncak satan bir işportacı oyuncaklarını yerlere sermiş. Bir oyuncağı ise çalışır durumda bırakmış, dikkat çekmek için. Oğlum küçükken aynısından almıştım bir tane. 3 penguen bir merdivenden yukarı çıkartılıyor, '' S '' şeklinde bir yoldan kayarak aşağıya iniyordu bu oyuncakta. Tekrar merdivenle yukarı, hooop kayarak aşağıya. Sırayla kayıyordu penguenler. Eğlenceli bir oyuncak diyesim. Oğlum çok sevmişti bu oyuncağı. Ben de çok sevmiştim. Beraber çok oynamıştık. Görünce dayanamadım seyretmeye daldım. Birazdan farkında vardım ki, küçük bir çocuk da benimle beraber merdivenden yukarı çıkan sonra aşağı kayan, tekrar çıkan, tekrar kayan penguenleri izliyor. Çocuk 7-
İç geçirerek şöyle biraz düşündüm gördüklerimi. Gerçekler nasıl da başka türlüydü. Yakamı kaldırıp başımı içeri çektim. Ellerimi ceplerime iyice yerleştirdim. İşportacıları ve çocukları son bir baktım. Onları ardımda bırakarak yoluma koyuldum.